DİĞER
“Ahlak ve adabın nasıl mükemmel olması gerektiği hem Avrupa’da hem de İslam dünyasında ehl-i kalem arasında tartışılmakla kalmaz, ayrıca alt sınıflar üzerindeki gücü ifade etmek için araçsallaştırılır. Onun içindir ki birçok nezaket kitabında, yalnızca nasıl davranılması gerektiği değil, aynı zamanda aşağılık olarak görülmekten nasıl kaçınılacağı açıklanır.”
Birgül Sevinçli, Abdullah Aren Çelik ile Yediler Teknesi üzerine söyleşti: “Edebiyat yıkıp yeniden inşa etme, değiştirip dönüştürme sanatıdır.”
K24'ün gelenekselleşen soruşturması: 2020 yılında okuduklarınız arasında, sizi en çok etkileyen kitap hangisi oldu? Kitap 2020’den önce basılmış olabilir, yepyeni olabilir, kurgu ya da kurgu dışı olabilir, Türkçe ya da başka bir dilde olabilir… Bizi ilgilendiren, hangi kitabın sizi nasıl ve ne ölçüde değiştirdiği, etkilediği… Bu soruları çevremizdeki okuyanlara, yazanlara sorduk. Sonuçta, 2020’nin kitaplı bir panoraması çıktı ortaya…
Unutulanlar, Hiç Bilinmeyenler ve Bilinmek İstemeyenler vesilesiyle Erol Üyepazarcı ile yaptığımız söyleşinin ikinci bölümü: Popüler romanlar yazıldıkları dönemin aynası sayılabilir mi? Neden bazı eserler yazıldıkları dönemde çok popülerken zamanla tamamen unutulur? Uyarlama ile intihal birbirinden nasıl ayrılır? Popüler bir roman eleştirel olabilir mi? Yoksa “kanon” anlayışımızda bir yanlışlık mı var? Popüler edebiyatta kadın okurların ve kadın yazarların rolü…
Her türlü kötülüğe karşı sessiz, kökten gelen bir kabullenişle hareketsiz, gölgesi yeryüzüne düşmüş bir kast sistemi içinde gücünü yitirmiş bir şeydir içinde bulunduğumuz bu toplum
Siyasî iktidarın değişmesiyle bir yandan Hidayet Romanları'nın popülaritesi düşerken, diğer yandan hidayet olgusu da dönüşüme uğrar. Yeni anlatıda iktidarın tesis edilmesi gereken mekân devlet kurumları yerine evdir...
Cihan Ülsen’in Kendinden Başka Herkes kitabındaki pek çok şiiri için şu soru sorulabilir belki: “Roboski’den sonra şiir yazılabilir mi?”
Aklını tamamen yitirmemiş olanlar Hindistan’da mı yoksa Pakistan’da mı oldukları konusunda ikilem yaşıyordu. Eğer şimdi Hindistan’da iseler, Pakistan neresiydi?
W. G. Sebald’ın metinlerine sirayet eden türlerarasılık, Cem İleri’nin Okurun Belleği isimli çalışmasına sızmıştır...
İşkence eden, edilenin yerine geçiyor, yaralayan yaralanıyor. Bir zamanlar kendilerine ait olduğu halde değilmiş gibi gösterilen topraklarda yaşayan insanların hayatlarının ortasında tarifsiz bir korku var. Olağanlaştırılmış bir korku
Artık taşra diye bir yer yok veya taşra dediğimizde nereye baktığımız ve neleri gördüğümüz tartışmaları bir yandan sürerken, diğer yandan taşrayı anlatan anlatana. Peki, anlatılan gerçekten taşra mı...
© Tüm hakları saklıdır.